Esenyell ile Panama'dan Florida'ya seyir notları 1.

Turrle Cay Marina-PANAMA



Anlatmaya başlayacağım hikaye bir gün birisinin facebook mesaj kutuma bıraktığı yazı ile başladı. Aslında hemen öncesinde Dilek arayıp, tanıyıp tanımadığımı sormuştu. Sevim-Halil Adalı dedi. İsimler biraz tanıdık ama hikayeyi bilmiyorum dedim. Anlatmaya başladı ki; Halil ağabey ve eşi dünya seyahatine çıktılar, Panama’ya kadar gittiler eve döndükleri bir dönem Halil ağabey kanser oldu ve 3-4 ay içinde vefat ettl. Eşi Sevim bana ulaştı ve tekneyi getirmek istediğini söyledi ancak ona; Mayıs 2014 de kendi teknem ile İstanbul'dan yola çıkacağımı ve tek başıma Atlantik geçişi yapacağım için beklemesini 2015 de beraber döneriz dediğini söyledi. Senin adını ve telefonunu verdim belki yardımcı olabilirsin diye ekledi.

Facebook mesaj kutuma düşen mesaj Sevim Adalı’dan gelmişti ve sonrasında; onun için, onlar için ne yapabilirim düşüncesi, Amerika’da yaşayan sevgili Ali Bengisoy’dan yardım istemem; onun olayı çok sahiplenmesi ve şu an ki ekibin oluşumu ..Hepi topu 3 ayın içinde..

17 nisan da Serhat Lisely Sevim ve ben Panama’da buluştuk. Biz Sevim ile Türkiye’den geldik onlar Seattle'dan Amerika'dan. Panama havalalanında bulduk birbirimizi. Roger aldı bizi koyu renkli bir Panama'lı. Çok akıllı bir adam..Otel işletiyormuş eşi ile..Sevim ona uçak saatini yanlış vermiş, o doğrusu budur diye erken gelmiş.. Alışveriş yapıp 10 torba yiyecek ile 2 saat sonra teknenin olduğu marina ya vardık. Uzun bir yolculuk ve ben jet-lag oldum herhalde bir uyku bir uyku gözümü açamıyorum. 

Teknemiz Esenyell-iki l ile..Türk bayraklı .Liman kaydı sırasında Esenyel adı alındığı için iki l ile yazılmış kızımız. Çok güzel bir kız. Marina da üsütüne beyaz bir tente atmışlar öylece duruyor. Hemen ortalığı açtık yerleştik hafif bir yemek hop uyku.. Sabah iş çok..Teknenin cenova yelkeni üzerinde değildi..Dolaptan çıktı takıldı, motor yağı değiştirildi, bimini Türkiye’den taşımıştık onu ve spreyhood takıldı..iş bitmek bilmiyor olsun başlandı sonu gelir..öğleden sonra denize gittik ..yakında harika bir sahil var..Heryer sahil orman palmiye. Karşımızdaki ormandan maymun sesleri geliyor. Akbabalar var üzerimizde uçuyor. Kuş sesleri hiç görmediğimiz bir sürü ağaç..

2.gün teknenin botunun tamiri ile uğraşıldı, patlak var bulmak zaman alıyor. Neyse bulduk küçük bir nokta tamir etti Serhad bey ..çocuklukda Edirne'de bisikletçide çalışmış bir profesör o şimdi. Odtü’den sonra master deniz bilimleri sonra doktora için Wasington üniv. Ve evlilik çoluk çocuk kalış ..Yelken yapıyor yıllardır yarışıyor ve Lisely, Ali ağabey, Serhad hepsi Seattle yat klüpden arkadaşlar.

Can sallarını ki iki tane var her şey extra yedekli, dışarı aldık ve kontrollerini yaptık. Marinanın müdürü Yogi bey geldi. Alman kendisi, 7 yıl Venezuele’da yaşamış sonra 3 yıl bir adada ve son 5 yıldır burada..Gezgin bir adam köpeği Samanta ve Venezuela'lı eşi ile teknesinde yaşıyor, burada çalışıyor. Biten ocak gaz tüplerimizi de dolduracak yarın vereceğiz. Tüm tekne içi temizlendi dolapları ortaya döktü tek tek toparladı Sevim. Motoru denedik gayet güzel çalışıyor ve şarj ediyor aküleri. Bu akşam yemekde Lisely elma ve peynir yerim dedi bizde hiç elma ile doyulur mu dedik ..ve ona dün yaptığım harika kuru fasulyeden pilavdan ve elma ve peynir ve zeytin ve kuruyemiş  yedirdik. Herkes uykulu..eğlenceli bol gülmeli bir gece. Lisely mortage uzmanı ve 20 yıldır aktif yarışan çok iyi bir yelkenci..Kaptan olmak yolunda..

Beni çok şaşırttı ve ilk gün hop direğe tırmandı tüm kontrolleri yaptı ..Birsürü şeyi fark etti düzeltti şahane bir şans tecrübeli iki kişinin olması bizim için.

Denize gittik tabiî ki gündüz ve yüzdük uzun uzun su çok ılık. Geceleri yağmur yağıyor genelde camları kapatıyoruz. Sabahları hep 6-7 gibi uyanıyoruz. Gün uzuyor buralarda.

Bugün 3.gün artık yavaş yavaş yola çıkma havasına girdik. Yarın 35 mil yakında San Blast adalarına gideceğiz ve Panama çıkış ilşlemlerini yapacağız diye öğrendik. Görülmesi gereken çok güzel bir bölge imiş. Bugünün işi botun çalışmayan 2,5 beygirlik motorunu tamir etmek oldu. Motorsuz olmaz dedik ve Serhat bey tümünü Lisely ile söktüler. Bakımı yapıldı benzin kaçağı bulundu tamir dedildi, ayarları yapıldı çalışır duruma geldi. Sevim şaşırdı hiç kimse yapamamıştı diyor buralarda..

Sabah kahvaltılarımız çok keyifli oluyor her şeyimiz var yok yok artık çay demlemeye de geçtik, bu sabah önce yüzmeye gittik sonra kahvaltı. Sahilde hiç kimse yoktu. Şahane bir manzara palmiyeler beyaz kumsal ve sadece biz..

Şu an birer bira içtik ve dinleniyoruz. Öğle yemeği yok hafif atıştırma..kuruyemiş hindistancevizi peynir. Hindistancevisi buldum yolda getirdim açmaya çalışıyorum gülüyorlar bana.. sonra teknede balta var onunla denedim yok bana mısın demiyor. Marinanın adamı geldi elinde pala gibi bir şey .vuruyor kanırtıyor 3-5 açıldı ama nasıl kalın bir kabuk. Hindistancevizi çıktı içinden hop kırdı onu suyunu aldık bardağa..cevizin içini iki günde zor yedik dört kişi süper tok tutuyor ..

Akşam sahildeki bar cafede yedik, yemekler çok değişik istakoz içi soslu ve kalamar yaptılar. Pilav salata aynı bizdeki gibi..Birazda tekila v.s. 

Sonra rota çalıştık basılı kağıt harita getirmiş kocaman paftalar, üzerinde işaretledi Lisly ve dedi ki bana gülüyorlar böyle çalışıyorum diye..Ben en doğrusu bu, bizde böyle yapıyoruz dedim. O ekibinde taktisyen imiş yarışlarda çok önemli bir pozisyon ve çok dikkatli kendisi..Serhat bey titiz ve nazik her şeyi sırası ile inceliyor onarıyor test ediyor ve yerleştiriyor.

Bugün 21 nisan 2014 pazartesi artık yola çıkmaya hazırız. Teknenin içini neta ediyoruz. Suları doldurduk . Mazot aldık. Herşey yolunda.. Hava sakin seyir için uygun .. Sabah kahvaltısı süper doyurucu bir omlet yaptım ekibe ve tabiî ki sonrası türk kahvesi… Şimdi dingy arkaya takılıyor ve ….yolculuğun devamını seyir notları 2 ile 3 de bulabilirsiniz..
devamını oku →

Kaptanlık ve kaptan Paşalık kurumu tamamen Türklere has bir teşkilât olup,...

BEY..REİS..PAŞA..KAPTAN.. NEREDEN NEREYE...

Güncel bir konu olması nedeni ile ilk paylaşımı tarihimizde gemideki en üst sıfatı taşıyan , geminin sevk ve idaresinden sorumlu kişiye hitap edilen adla başlamak istiyorum..
Türkler denizciliğe beylerbeyliği dönemimde başlamışlardır. İlk denizcimizin bilinen tarihi 1088-1090 dönemlerindedir. Bu tarihte büyük denizcilerin sıfatı BEY olarak geçmektedir. 1465 tarihinden sonra büyük denizcilerimiz REİS, Osmanlılarda divana girmeye başladıkları tarihten sonrada PAŞA olarak anılmışlardır.
Tarihten günümüze kadar bu konuda oldukça kapsamlı arşiv tutulmaya çalışılmıştır. Güzel olan tutulmuş arşivlerin çoğu günümüze kadar gelebilmiş ve bizlere bu konuda kapsamlı bir araştırma kaynağı olmuştur. Ancak yinede bazı konularda ikilemler oluşmasının önüne geçilememiştir.

DENİZCİLİK TERİMLERİNİN DİLİMİZE YERLEŞMESİ VE BU KONUDA YAPILAN ÇALIŞMALAR


Anadolu beylerbeylikleri ve devamında Osmanlı İmparatorluğu bulundukları devirlerin gereği olarak zamanın şartlarının imkân verdiği ölçülerde yazılı kitap, seyahatname veya harita olarak bahriyenin yetiştirdiği kişilerin bilgilerini paylaşmaları denizcileri aydınlatmıştır. Piri Reis, Seydi Ali Reis, Barbaros’un eserleri hep bu doğrultuda hizmet için yazılmıştır. Yeni keşiflerin yapılması, yelken devrine geçiş, gemi tiplerinin değişmesi, kalyon ve kadırga gibi, gemi toplarının kullanılması, gemi muharebeleri ve savaş taktiklerinin değişmesi hususlarında bu yazılı eserler yeniliğe uyum sürecinin kısalmasına yardımcı olmuştur.
Kaptan kelimesinin dilimize nasıl ve ne şekilde yerleştiği konusunda bize rehber olacak geçmişten günümüze gelerek karşımıza çıkan birkaç araştırma görüyoruz. Ancak denizcilik temrinleri konusundaki en önemli ve bize rehber olacak kaynak, Piri Reis’ in “Kitab-ı Bahriyye”si, Seydi Ali Reis’in “el-Muhit fi’l-kevakib der ilm-i derya ve Mir’atul Memalik” isimli eserleridir..
XVII. yüzyıla ait kaynaklar arasında yer alan Katip Çelebi’nin “Tuhfetu-l Kibar fi Esfari’l Bihar” isimli meşhur eseri denizcilikle ilgili birçok bilginin yanı sıra dönemin deniz teknolojisine terminolojik açıklamalar getirmesi bakımından dikkat çekmektedir. “Makale-i Zindancı Mahmud Kapudan beray-ı feth ü zafer-i keştiy-i Maltiz-i la’in düzeh mekin” adlı eser konuya güzel bir örnektir. Bu kitapta Mahmud Kaptan’ın Maltalılarla yaptığı muharebe ele alınmıştır. Kuzey Afrika’da faaliyet gösteren Türk denizcileri ve zamanın gemilerinin teknik özellikleri hakkında bilgi vermektedir. (1)

Gelelim denizcilik terimlerinin sözcük Kökenlerine….

Osmanlıca denizcilik dilini kayıt altına alan ‘dilimizin ilk gerçek deniz sözlüğü’ Süleyman Nutki tarafından derlenen ‘Kamûs-i Bahrî’ (Deniz Sözlüğü/1917) denizcilik dilinin kaynakları konusundaki ilk Latince yayınlanmış sözlüktür.
Daha sonra yapılan en büyük ve en uzun kapsamlı araştırma , Deniz Müzesinin kuruluşunun da yer aldığı deniz subayı Binbaşı Süleyman Nutki tarafından yapılmıştır. Süleyman Nutki’nin derlediği eserde yaklaşık 3500 madde yer almaktadır. Süleyman Nutki kitabında tüm denizcilik terimlerinin , şimdiye kadar kullanılmakta olan uyarlanmış kelimelerin asıl ve türetilenleri de kaybolmuştur,” cümlesiyle sözlüğü hazırlamaktaki amacını açıklamaktadır. Yani bilinenlerin dışında türemiş kelimelerin çoğunun kaynağı bilinmemektedir.

KAPTAN KELİMESİ NEREDEN TÜREDİ O ZAMAN

Bu konudaki en kapsamlı araştırmayı yapan , A. İhsan Gencerve İ. Parmaksızoğlu’nun belirttiğine göre; Kaptanlık ve kaptan Paşalık kurumu tamamen Türklere has bir teşkilât olup, burada Bizans dahil başka bir milletin etkisini ya da bu kurumun herhangi bir şekilde Türkler tarafından kopya edildiğini düşünmek yanlıştır. Bu nedenle Kaptan-ı Deryâlık kurumunu Osmanlı denizciliği teşkilatı içerisinde değerlendirmek gerekmektedir.

Diğer bir görüş ise Osmanlı Devleti’nin özellikle denizcilik teşkilatına ait birçok kurum ve kuruluş bir esinlenmenin veya uyarlamanın ürünüdür. Bu bakımdan diyebiliriz ki, Osmanlı denizcilik teşkilatındaki bazı terim ve temrinlerin batılı devletlerden esinlenmiştir Venedikliler, Cenevizliler ve İspanyollar gibi milletlerin denizcilik konusunda etkilerinin olduğu da düşünülebilinir...

Bir diğer araştırmada ise ; Kaptan-ı Deryâ kelimesinin kökeni, “capitaneus” veya “capitanus” kelimelerin-den gelmekle birlikte, özellikle “paşa”, “deryâ” ve kısmen “bâhir(bahr)” kelimeleri ile eş anlama gelmektedir.

Sonuç olarak kaptan kelimesinin de dahil olduğu birçok denizcilik teriminin bizden mi avrupaya, avrupadan mı bize geçtiği konusunda net bilgi yoktur..Aynı şekilde bazı terimlerin Araplardan mı bize, bizden mi Araplara geçtiği konusunda yine net bir bilgi yoktur..

Kaynaklar (1) Pehlivanlı Hamit, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi Sayı 61, Cilt : XXI,
Mart 2005
Deniz Sözlüğü Mustafa Pultar
Dz.K.K.lığı dergisi tarihçesi


Teşekkürler : Paylaşım Sn.Vural PERK
devamını oku →

Yelken Federasyonu'nun yeni başkanı, Mehmet Serhat Belli oldu.

Ankara Aktif Metropolitan Otel'de 11 ocak 2013'de yapılan federasyon olağanüstü genel kurulunda Ahmet Gençtürk, Özlem Akdurak ve Mehmet Serhat Belli, başkanlık için mücadele etti.

Federasyon delegelerinin imza toplayarak yaptırdığı seçimli genel kurulda, 166 delegenin 158'i oy kullandı. Geçerli oyların 68'ini alan Mehmet Serhat Belli, Yelken Federasyonu Başkanlığına seçildi.
Adaylardan Özlem Akdurak 53 oy alırken, eski başkan Ahmet Gençtürk ise 37 oyda kaldı.
Başkanlığa seçilen Mehmet Serhat Belli'nin yönetim kurulu listesinde Ahmet Yentür, Atilla Turunç, Deniz Karamanoğlu, Güven Turan, Mehmet Akif Gültekin, Meriç Özkaya, Nuh Naci Kuriş, Ömer Karacalar, Murat Serdar Kısadere, Mustafa Seyhan Evlioğlu, Şehnaz Doğruyol ve Kadir Turgut Kutlu yer aldı.

Kaynak: eurosport
devamını oku →